Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz Tekirdağlı anne babadan, Burdur ili Yeşilova ilçesinde doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Keşan ile Tekirdağ arasında geçti. İlk, orta ve lise eğitimini Keşan'da tamamladı. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
SEVMEKLE BAŞLAYACAK HER ŞEY
“Geçen onca zamana rağmen, Güneş dünyaya bir kez olsun” Bana borçlusun!” demedi. Bak, böyle bir sevgi nasıl da aydınlatıyor tüm gökyüzünü.”...
Ağaçlar havayı temizledikleri, toprağı kayıp yok olmasın diye sımsıkı tuttukları ve daha birçok şey için ücret istemedi insan evladından.
Bir yudumuyla sunduğu hayat karşılığı için beklentiye girmedi su.
Bulutlar taşıdıkları yağmurun yükünden rahatsız olmadılar hiç.
Ve yağmur yıkadığı için yeryüzünü, bir teşekkür beklemedi.
Karşılık beklemeden yapılan hareketler, gönülden kopup gelendir. Sevgidir. Çevremize dikkatle bakarsak görebiliriz sevginin gülen bakışlarını. Bir tomurcuğun çiçeğe dönüşünde, bir böceğin telaşlı adımlarında görürüz. Bir kuşun kanadından gülümser ya da kedi mırıltılarıyla dile gelir.
Evime her dönüşümde kapımı açınca dünyanın en güzel karşılanmasını yaşıyorum. Minik köpeğimiz Rita, arka ayakları üzerinde yükselip, ön patileri ile sarılıyor bacaklarıma. Mutlu mutlu parlayan gözlerine doğru çekilen ağzından hiç durmadan dökülüyor neşe dolu sesler. Hele o durmaksızın hareket eden güzeller güzeli kuyruğunu bir görseniz! Havaya saçılan pozitif duygu yoğunluğu, günün yorgunluğunu unutturuveriyor; sıkıntıları siliveriyor. Şifa
oluyor, iyileştiriyor.
Sevginin eşsiz bir gücü var. Sadece his olarak kalmıyor, şekle de bürünebiliyor. Bu duyguyu hayatlarının her alanında kullanan insanların duruşu, bakışı , söz ve davranışları adeta parıldıyor.
Anlayamıyoruz bu hali ve ardında mutlaka başka başka sebepler arıyoruz. Bu durum gözümüzle göremediğimiz auralarının (vücudumuzu saran bize özel elektromanyetik alan) yüksekliği. Aura
yüksekliği ve hatta rengi de o muhteşem duygudan dolayı.
Tatil için gittiğimiz şehirde akşam yemeğinde bir restorandayız. Ertesi gün bayram olması nedeniyle ortam kalabalık. İftarı beklerken çevreyi gözlüyorum. Çalışanlar çok yorgun sanırım. Her birinin yüzü yanlışlıkla sirke içmiş kıvamda. Öyle ekşi yani. Bizim masamıza bakan garsonun ise işini sevgiyle yaptığını izliyorum. Hizmet verdiği her masada güller açıyor, kuşlar şarkı
söylüyor gibi. Her soruya kibarca yanıt veriyor. Öneriler sunuyor güleryüzle bir dille. İşine duyduğu sevgi hareket ve sözlerinde vücut buluyor. Yemeğini sonlandıran herkes keyifli. Herkesi hoş sözlerle uğurluyor garsonumuz.
Yol boyu konuşuyoruz bu konuyu. İnsanın yaptığı işe olan sevgisini. Sevginin büyülü bir duygu olduğunu. Hale hale büyüyüp yayılmasını. Dokunduğunun nasıl da ışıldadığını. Her yürekte çoğalmasını diliyoruz.
Canlıya, cansıza, eşyaya, doğaya kısaca var olana sevgi. Her zaman...
