Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz Tekirdağlı anne babadan, Burdur ili Yeşilova ilçesinde doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Keşan ile Tekirdağ arasında geçti. İlk, orta ve lise eğitimini Keşan'da tamamladı. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
NE GÜZELDİR…
Ne hoş bir güzelliği vardır,
hafif adımlarla,
dünyadan gülümseyerek geçenlerin...
***
Kalan iki dişi birden ağzından fırladı fırlayacak anlatıyor:
"Geçen hafta Salı günü tarladan köye dönerken durmadan döktü rahmetini gökler. Ortalık zifir zindan oldu. Tam şimşekler aydınlatıyor yolu, ardından patlıyor gümbürtüler. Ama ne gümbürtü, sağır sultanı bile korkutan... Sanki bombalar atılıyor bir yerlere.
Yağmurun da ardı kesilecek cinsten değil. Yolu kısaltmak için taşlı geçide sapayım diye düşünürken, Mıstık’ın sesini duyar gibi oldum. Başımı çevirdim sese doğru. Ardı ardına çakan şimşekler sayesinde görebildim:
‘’Aba, arabaya gel de ıslanma!’ diye camını açmış el ediyor. Seğirtiverip yanına oturmam bir oldu. Çok dualar ettim kendisine, orada olmasaydı kuru hiçbir yanım kalmayacaktı. Evimin önüne kadar da götürdü Allah razı olsun.
Dün hastaneye gitmiştim, Mıstık’ı gördüm orada. Meraklanıp sordum hayırdır diye.
“Aba senin o gün ettiğin hayır duan kurtardı beni.” deyip anlattı başına geleni.
Evin ardındaki bahçe yolu pek bozulmuş yağmurdan. Düzeltirken ayağı kaymış. Can havliyle yakaladığı dala tutunup yuvarlanmaktan kurtulmuş. Bahçesinin o yanı uçuruma bakar. Dibi görünmeyen bir uçurumdur, herkes korkar. Düşer giderdi de yitiverirdi mazallah!
Ben de kimseye kötülük yapmadım. Kötü şey bile düşünmem. Allah kabul etmiş demek hayır duamı…’
Bu yaşlı teyzeciğin gençliğinde kimsesizlerin çaresi olduğunu, ebelerin olmadığı kış gecelerinde kaç anayı bebesine kavuşturmak için sıcacık uykusundan kalkıp yağmur soğuk demeden yollara düştüğünü bilirim. Yiyeceğinin büyük bölümünü köy çevresinde dolaşan hayvanlar için ayırdığını, hatta yaralarını sağaltmak için uğraştığını çok iyi bilirim.
Öyle güzel anlatıyor ki kalbinin tüm temizliği ile. O böyle gülümseyerek geçip giderken dünyadan, insanlık için umut oluyor kalbimize.
Bir bahçe canlandırın gözünüzde. Birçok hayvanın korkusuzca gezip karınlarını doyurduğu, çeşitli nedenlerden ötürü sakat kalmış köpeklerin, kedilerin, fabrikada salam sucuk olmak için kesime gitmekten kurtarılmış ve geldiklerindeki iskelet görünümlerinden kurtulup semizleşmiş tavukları. Tüm bu hayvanların ev sahiplerine güvenerek yaşadığı…
Ve düşünmeye devam edin, bu bahçe sahibinin çevrelerindeki çok düşük gelirli ailelerin çocuklarını giydirip karınlarını doyurmalarına katkıda bulunduklarını, kitaplarını temin ettiklerini, yeter ki okuyup yararlı insan olsunlar diye. Karşılığını gözlemeden, düşünmeden...
İnsan olmanın erdemleri tek tek okunuyor yüzlerinde. Böyle iyi ruhlarla karşılaştığım için çok mutluyum.
İnsanların hayatlarını kolaylaştırmak, ayrım yapmadan tüm canlılara kucak açmak, yaratılmışı sevmek yaradandan ötürü, ne güzeldir...
Ne güzeldir hafif adımlarla, ama güçlü izler bırakarak geçmek şu fani dünyadan gülümseyerek…
