Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz Tekirdağlı anne babadan, Burdur ili Yeşilova ilçesinde doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Keşan ile Tekirdağ arasında geçti. İlk, orta ve lise eğitimini Keşan'da tamamladı. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
ATATÜRK
Bir firma Atamız için çektiği kısa filimde iki öğrencinin konuşmasına odaklanmış. “Biliyor musun, Atatürk bir tane değilmiş!” diyor. Dünya tatlısı diğer öğrenci gözlerini kocaman açarak “Gerçekten mi?” diye soruyor. Sonrasında Atamızın askeri dehası ve devrimci kişiliğinin vurgulandığı spot onun ‘’’İki Mustafa Kemal var. Biri ben, et ve kemikten, geçici Mustafa Kemal. İkincisini “ben” diye ifade edemem. O “ben” değil “biz”’dir” sözüyle sona eriyor.
Et ve kemikten Mustafa Kemal’i sadece askeri bir deha diye tanımlamak çok eksik bence. Zira sürekli çalışan, projeler üreten bir beyne sahip. Entelektüel birikimi çok fazla. Çok okuyup devamlı öğrendiğini, okuduğu kitap sayfalarına notlar halinde geçirdiği fikirlerinden görebiliyoruz. Çok iyi bir dinleyici olduğunu ve kimseyi ayırmadan dikkatle dinlediğini fotoğraflarından ve çok yakınlarının anılarından öğrenebiliyoruz.
Altın gibi bir kalbe sahip Mustafa Kemal Atatürk. Bir çocuk sahibi olamadığı halde yetiştirdiği evlatlarına duyduğu sevgi ne çok yansımış fotoğraflara. İleriki yıllarda birer yetişkin olan evlatları Atamız tarafından çocuk hallerine gösterilen saygıyı nasıl da defalarca özlemle anmışlar.
Hayvanlara sevgisi, köpeği Fox’a davranışlarından, doğaya saygısı Yalova’daki köşk inşaası sırasında açıkça görülmekte. Zira herkesin harcı değildir bir ağaç dalı uğruna köşkün raylar üzerinde 4.80 metre kaydırılması.
Yüzyıllarca aynı şekilde yaşamış bir halkı yepyeni bir hayata adapte etmek çok zordur. Büyük bir sabır gerektirir. Onun anlayışlı sabrı ve ulusumuzun kendisine inancı sayesinde uygarlıkla tanışmak ne büyük bir şans değil mi?
Müzik, edebiyat, bilim spor tutkusu ile çizdiği hayat yolu bugün en güzel miras bize.
İlk çağlardan beri insanın başına gelen en güzel şey aşık olmak, sevdaya düşmek değil mi? Mustafa Kemal de kalbini deli gibi attıran sevdalara düşmüş. Çok insani olan bu eşsiz duygular belki de ülkenin içine düştüğü o dipsiz görünen kapkara kuyularda ya da çöken karanlık ve nefessiz havada ona tertemiz soluklar olmamış mıdır, hiç unutamadığı? Sonuca varamayan sevdaları gençlik aşkı Eleni’ye sevgisi, Dimitrina, Emine Hanım ve Sabiha Sultan’a aşkı, Fikriye Hanım’a olan korumacılığı. Ve nihayetinde Latife Hanım’a saygısı…
Ata binen, yüzen, güneşlenen, sigara içen, vatandaşını dikkatle dinleyen, öğretmen olan, masa başında elindeki kadehi yudumlayan, kahve içme rutini olan, opera izleyen, sohbet eden, müzik dinleyen, zeybek oynayan, vals yapan, karşısındaki insanın gözbebeklerine bakarak konuşacak kadar dürüst olan…Et ve kemikten oluşan Atatürk. Hepimiz gibi insan. Kalbi vatan ve millet sevgisiyle, ülkesi için faydalı şeyler yapmak arzusu ile dolu olarak, mirasını halkına bırakabilen çok özel bir ruh. Atatürk olmak imkansız. Ona benzemek bile zor.
Esir bir halkı şaha kaldırarak kendi kendini yönetecek hale getiren, köle ya da kul kavramından kurtarıp mamur ve medeni memleketler arasında parlamasını sağlayan, dünyanın farkına çok erken varmış belki birkaç asırda dünyaya gelebilecek şahsiyettir Atatürk. Tüm dünyanın saygı ve sevgisini kazanmış bir lider olarak.
Bugün et ve kemik olarak aramızda olmasa da kalplerimize ve ruhlarımıza nakşetmiş olduğu için, hala yaşıyor ve ilelebet yaşayacak.
Saygımız sevgimiz minnetimiz çok büyük ATAM.
10 Kasım 2024
