Ali VAROL Yazarın Tüm Yazıları
Ben emekli öğretmen Ali Varol. Yazı yazmayı ve resim yapmayı severim. Manavgat Ahmetler köyünde doğmuş, orada büyümüşüm. Köy yaşamını iyi tanırım ve doğa ile iç içe olmak keyiflidir. Çocukluğumda aileme yardım ederken çift ve harman...
ALIŞVERİŞ NOTLARI
Ali VAROL
Alışveriş yaparken nelere dikkat ederiz?
Pahalı mal her zaman kaliteli mal anlamına gelir mi?
Bazılarımız alışverişten önce bir ihtiyaç listesi yapar.
Bazılarımız yeni bir mal alacağında ilk gördüğü yerden almaz. Benzerlerini görüp inceler, kalite ve fiyat yönünden bir kıyaslama yapar.
Bazılarımız değerinin altında ya da çok cazip fiyata bir mal görünce hemen almazlar. Şüpheyle bakarlar. Ya da oradan hemen uzaklaşırlar.
Çarşıda pazarda tanıdığımız, güvenip inanacağımız satıcılar var elbette. Ama tanımadığımız insanlarla alışveriş yaparken dikkatli olmamızı gerektiren nedenler de var.
Bakın benim başıma neler geldi.
***
Ben arıcılık da yapıyorum ya, nerde bir arı ya da bal görsem ilgimi çeker.
Her yerde her zaman rastlayacağımız bir bal satıcısı. Pastırma, sucuk, peynir, zeytin, bal… Çeşitleri çok. Paketleri güzel. Özel paketlenmiş top kovan balları da var. Yuvarlak kasnaklar içine yaptırılmış. Albenisi güzel.
- Balların fiyatı ne kadar?
- Bu ballar özel yaptırılmış kara kovan balıdır. Erzurum’dan getirtiyoruz. Fiyatı 80 lira.
- Aşağı olmaz mı?
- Ne kadar alacaksınız? Fazla alırsanız bir şeyler yapabiliriz.
- Kalsın madem.
Deyip oradan ayrıldım. Düşündüm ki kara kovan balını yaylada bizim köylüler de aynı fiyata veriyorlar. Normal sayılır. Sonra aklıma geldi. Aynı görünüşte çıtadan bende de vardı. Alırsa bu adama vereyim. Birkaç lira kâr payı da bırakırız.
Bu niyetle sonraki gün farklı bir giysi giyinerek adamın yanına vardım.
- Ben arıcıyım. Bal var, alır mısın?
- İlkin nazlandı.
- Biz Erzurum’la çalışırız. Başka yerden bal almayız.
- Sorun yok. Zaten bir kasa balım kaldı.
- Bir kasa ise denemek için alabiliriz. Ama ödememiz satınca olur.
- Kaça alırsınız?
- Biz Erzurum’dan kilosu 9 liradan alırız. Senden de aynı fiyata alalım.
Birden ben de bilemedim nasıl olduğunu; ağzım dilim benim kontrolümden çıkmış.
- Oha! Deyivermişim.
80 liradan sattığı balı 9 liradan alıyormuş.
Adam da bozuldu. O güleç yüzlü esnaf gitti yerine bir başka adam geldi. Kafasıyla gözüyle tehdit ederek dışarıyı işaret etti
- Kaşınma, hadi git yoluna!
Sessizce oradan ayrıldım.
***
Ben evde birçok alette şarjlı pil kullanırım. Televizyon kumandasında, el fenerinde, küçük radyolarda, oyuncaklarda… Gene ihtiyaç oldu, iki tane şarjlı pil almam gerekti. Baktım önümde bir büfe var. Büfe vitrininde piller de görünüyor. Yanaşıp sordum:
- Şarjlı pil var mı?
- Var abi?
- Tanesi kaç para?
- Üç lira.
- Görebilir miyim?
- Buyur abi.
Büfeci paket içinde açılmamış iki adet pil uzattı. Alıp baktım; kaliteli, markalı ama normal pil. Sordum:
- Şarjlı pil mi bu?
- Şarjlı pil abi.
- Hani üstünde yazıyor mu?
- Yazar abi: İsterse yazmasın. Normal pil 25 kuruş, bu üç lira. Şarjlı olmasa bu kadar pahalı olur mu?
- Olmaz tabi ki. Ama bu şarjlı pil değil. Uzun ömürlü kaliteli bir pil. Fiyatının pahalı olması da normal. Hem ben şarjlı pil istedim.
Satıcı ısrar etti:
- Bu şarjlı pil abi.
- Değil.
- Ben garanti veriyorum 100 kere şarj olmazsa getir ben geri alacağım.
- Bu pil şarj olmaz.
- Ben çok sattım hiç şikâyet gelmedi.
- Sahi mi?
- Tabi abi. Şarjlı olmasa geri getirmezler mi?
- Hiç geri getiren olmadı mı?
- Niye olsun ki?
Büfeci öyle içten, öyle inandırıcı konuşuyordu ki… Eğer daha önce şarjlı pil kullanmış olmasam; eğer şarjlı pillerin üstünde İngilizce “RECHARGEABLE” yani “şarj olabilir” yazısı olması gerektiğini bilmesem aldım gitti.
Büfeci de şaşırmıştı. Arkada gelenler vardı. Pilleri geri verdim. Büfeci:
- Aman abi yahu bu kadar incelediğini görenler seni at deve filan alacak sanırlar. Topu topu iki pil değil mi? Şarjlı olsa n’olacak, olmasa n’olacak. Şarjlı olmasa iki pil için sen işini gücünü bırakıp da beni mahkemeye mi vereceksin? Kenara çekil de müşteriye bakalım.
Kenara çekildim. Büfeci son sözlerinde haklıydı galiba. Şarjlı pil yerine normal pil satmasının nedeni de bu olsa gerekti.
“İki pil için işimi gücümü bırakıp da adamı mahkemeye mi verecektim”
Daha bunlara benzer örnekler anlatabiliriz.
Çarşıda kandırılacağız.
Kapıdan satış yapanlar tarafından dolandırılacağız.
Tüketici hakları derneği varmış; yolunu bilmeyeceğiz.
N’olacak bu memleketin hali böyle böyle?
Bilinçli tüketicilerimizin çoğaldığı oranda dolandırıcıların, üçkâğıtçıların azalacağını ne zaman anlayacağız?
