AHMETLER DEMEK, ÖZGÜRLÜK DEMEK
Mehmet KOCAAKÇA
Toprağın, taşın, aÄŸaçların ve suyun arasında dünyanın güzelliklerini sunar Ahmetler. Sabahın ilk ışıklarını güne vuran güneÅŸ misalidir. Toprağının kokusunu çekeriz uzak diyarlarda. DoÄŸa yapısını resmederiz anılarımızda. Ä°nsanı severek kucaklayan candan insanların ocağıdır Ahmetler. YokluÄŸun ve yoksulluÄŸun çarkında ateÅŸlerin içinde kavrulan bu insanlar kendi alın teriyle çalışarak ayakta durabilmeyi baÅŸarmış insanların yedi yüz yıllık kalesidir.
DaÄŸlar bizim yazın sıcağında, kışın ayazında sarayımız olmuÅŸtur. YaÅŸama tutunduÄŸumuz tek bir dal koyun ve davar sürülerimizin yanında çoban ateÅŸimizdir. Ahmetler insanı yüzyıllar boyu devletinden üvey evlat muamelesi görmüÅŸtür. Hiçbir isteÄŸi yerine getirilmemiÅŸtir. Her isteÄŸimiz kırmızıçizgi yemiÅŸtir. Camisini, okulunu, yolunu ve suyunu Ahmetler’in yoksul insanları kendi imkânlarıyla imeceyle yaptırmıştır. Sarp, kayalık, kıvrımlı yollar ve zor koÅŸullar bizim insanların vazgeçilmez can yoldaşı olmuÅŸtur.
Üç koyunun ya da dört keçinin arkasında aç susuz kendi rızkının yanında çocuklarının bir lokması için Ahmetler ile AkdaÄŸ arasında ömür tüketmiÅŸtir. Ayağında çarık, üstünde kepenek, toprağı döÅŸek, gökyüzünü yorgan etmiÅŸ insanların yurdudur Ahmetler. TaÅŸların içinde, yamaç üzerindeki toprağı ayıklayarak mandal dediÄŸimiz küçücük tarlalara buÄŸday, arpa ekerek yaÅŸamını sürdürmeyi baÅŸaranların yurdunda büyüyen insanların vatanındayız biz. Her daim baharın açan bin bir çiçekleri gibi köyümüzün hasretini çekeriz. Ahmetler bizim vatanımız olmakla beraber yüreÄŸimizde taşıdığımız kimliÄŸimizdir. Nereye gidersek gidelim, hangi memlekete yerleÅŸirsek yerleÅŸelim sıla türkümüz hep Ahmetler ve onun doÄŸal güzelliÄŸidir.
Ä°ki yıldır Ahmetler köyü kanyona yapılmak istenen HES projesi yüzünden can derdinde. YaÅŸamsal alanları elinden alınırken, doÄŸası yok edilirken ve suyu toprağından çekilirken boyun eÄŸmeden içindeki isyan ateÅŸlerini siper etti. Geceli gündüzlü yaÅŸam haklarını savunan insanlar Ahmetlerin askerleri oldu hep birlikte. Ana kucağında bebesiyle, baba ocağında bir ayağı çukurda yaÅŸlı ebesi dedesiyle. Ahmetler köyü çoban ateÅŸlerini yine yaktı. Bir karış toprağı olmayanlar en önde çıktı. Cahili de okumuÅŸu da direnen insanların yanında bayrak açtı. Kaybetmeyi düÅŸünse bile vazgeçmeyi asla düÅŸünmeyen insanlar Bayıryüz’de kurdu çadırları. Her gün birer birer çoÄŸaldık Ahmetler için.
Åžimdi milyonların sessiz çığlığı var ardımızda hayır duaları yanımızda. Nöbete dikildik kanyon bölgesinin ıssızlığında volta atıyoruz. Ellerimizi kelepçeledik birbirimize, her gün halkalar oluÅŸturuyoruz aÄŸaçların gölgesinde, toprağın kokusunda. Kenetlendik yok edilmek istenen kanyonda. Suların şırıltısında, ay ışığında, yıldızların altında, gecenin ayazında ve ocaktaki ateÅŸin başında umudumuzu koruyoruz aslında. YüreÄŸimiz kıpır kıpır kaynıyor dostlar ve köylülerimiz yanı başımızda. Bizler neyi kaybedeceÄŸimizi hissediyoruz.
Kanyon bölgesi tahrip edilecek,
Suyumuz elden alınacak,
Ekilen tarlalar kuruyacak,
Sürülerimiz susuz ve aç kalacak
AÄŸaç, çiçek ve bitki türleri kaybolacak,
Doğamız bozulacak,
Su kaynakları yok olacak,
On köyün suyu kuruyacak,
Üzüm, pamuk, buÄŸday, susam vb yetiÅŸen tarlalar solacak,
Nefes alışımız alınacak,
KÖY HALKI TAÅžINACAK…
Bunlar gözle görebildiklerimiz.
En can alıcı noktası ise elimizden alacaklar ÖZGÜRLÜÄžÜMÜZÜ…
Tutsak gibi yaÅŸadığımız ÅŸehirlerden koÅŸarak gittiÄŸimiz köyümüzdeki özgür yaÅŸamı elimizden almak istiyorlar aslında. Son nefesimizde bile Mezarardındaki köy mezarlığına gömülmek isteyen insanların son isteÄŸini alacaklar bizden. Hapsetmek istiyorlar bizleri ÅŸehrin beton kolonlarına. Üretmeyen, tüketen toplumun esiri etmek için bütün çaba. BaÅŸkalarının eline bakarak bizi muhtaç yaÅŸama sürüklemek amaç. Oysa bilmezler ki Ahmetler demek, özgürlük demektir. Kent yaÅŸamının tutsaklığından kaçıp hepimiz asıl nefesimizi burada alırız. Her Ahmetlerli nerede olursa olsun bu taÅŸlı köyün taşına toprağına hasrettir. BaÅŸkası bunu anlayamayabilir ama bizim birliÄŸimizi saÄŸlayan ÅŸey bu duygudur. Çünkü Ahmetlerli olmak baÅŸka her ÅŸeyden ö-önde gelir; çünkü Ahmetler demek, bizim için ÅŸehirden kaçıp sığınacağımız bir özgürlüktür.
Kendi yağında kavrulan insanları zincire vurmak, dönülmez yolların baÅŸlangıcıdır. Bizim insanımızın bir kavgası olursa o da haksızlığa karşı olur. EkmeÄŸine, namusuna, canına ve toprağına el uzatmayacaksın. Bizler gönlü zengin, bir dilim ekmeÄŸi de, bir damla suyu da yürekten paylaÅŸan insanlarız. Çoban ateÅŸlerimizin başında asırlardır dostluÄŸun ve kardeÅŸliÄŸin dumanı tütmektedir.
Bakmayın kentlerde yaÅŸadığımıza; biz genetiÄŸimizi veren toprağımızla varız. Birimiz hepimi, hepimiz birimiz için Ahmetler’e sevdalıyız. Yan yanayız, kol kolayız; bu uÄŸurda hangi bedel çıkarsa ödemeye onurla, gururla razıyız…
Belki yoksul yaÅŸadık, belki zorluklar yoldaşımızdı. Ama doÄŸarken de ölürken de sığınacağımız yer Ahmetler. 700 yıldır yaÅŸadığımız bu topraklarda kimse bize bir ÅŸey vermeye çalışmadı; kimse de bizden bir ÅŸeyleri almaya kalkmasın! Suyumuzu içmekten de kanyonu korumaktan da vazgeçemeyiz…
Sonra tarih bizi affetmez...
(ahmetler.net’ten alındı)