ADİLE VAROL'UN İKİNCİ KİTABI ÇIKIYOR
SAHİPSİZ KİTAP, bir çocuk kitabı olarak yakında piyasaya çıkacak. Genç yazarımızı kutluyor ona bu yolculukta başarılar diliyoruz.
Adile Varol'un sosyal medyadaki yeni kitabının öyküsünü anlatan yazısnı burada paylaşıyoruz.
SAHİPSİZ KİTAP
Yıllar önce köyümüzün okulunda hiç beklenmedik bir öykü yazarak Manavgat birincisi olmuştum. Sonra dedim ki neden kitap olmasın. Biraz alladım, biraz süsledim. Hatta onu ilk yazdığım gün aklımda. Okul Müdürümüz; “Kitabın Öyküsü adı altında öykü yarışması var, isteyen katılabilir”dedi. Sonra eve gidince üniformamı bile değiştirmeden, oturup hızlı hızlı kafamdaki kitabın öyküsünü yazdım. Hızlı yazmak zorundaydım; sebebi, ağılda aç bekleyen keçilerin de otlatılması gerekiyordu. Sonraki gün büyük bir heyecanla öyküyü öğretmenime verdim. Birkac haftaya sonuç açıklanmıştı ve ben birinci olmuştum. Sonra ödül almaya gidilecekti. Canım Türkçe öğretmenimle gidip ilçe Halk Kütüphanesinden minik bir kitap ödülü ödül aldım.
En büyük ödül ise bundan sonra başlamıştı. Öğretmenim beni pizzacıya götürmüştü. Asla pizza yememiş, hatta kokusunu bile hiç almamış bir çocuk için pizza ne demek bunu bilemezsiniz bile. Gelelim en zor kısma:
Çatal vardı, bıçak vardı, bir de ben vardım en utangaç halimle. Sonra öğretmenim de bunu fark etmiş olacaktı ki pizzayı bıçakla parçalamayı bırakıp “Bu pizza denen şey, elle yenir” dedi. Ve başladı eliyle yemeye. Bu hikaye kimisine göre çok tuhaf gelebilir ama emin olun bu ülkede öğretmen olmak da kolay değil…
Sonrası ise kitabın öyküsündeki gibiydi biraz, ama o da bizde kalmalı bence.
Öğretmenimden bahsedeyim size biraz da. O kadar güzel o kadar güzel bir öğretmendi ki hayrandım ona. Ankara’nın kızları çok güzel ve çok iyi oluyormuş, bunu onu tanıyınca anladım. Öğretmenim, köyde tek başına kalıyordu. Demeyin “kız başına korkmuyor muydu” diye. Aslan gibi yüreği vardı onun, asla korkmazdı.
Ben o gün ilk defa neyi fark ettim biliyor musunuz? Gün batımını izlerken kahve içmenin ne kadar güzel olduğunu. O kadar güzel öğütler verdi ki bana; o gün batımı kahvesinde ben ona o gün bu sözü verdim. Ve şimdi sözümü tutup karşısına çıkmanın haklı gururunu yaşıyorum.
Biliyorum çok fazla yazdım yine. Yazınca mutlu ve özgür hissediyorum o yüzden klavye bir türlü düşmüyor elimden.
UNUTMAYIN.... Yere ne kadar sert düştüğünüz değil yerden ne kadar güçlü kalktığınız önemlidir. Bunu size ayakları yara bere içinde olup tek başına mücadele ile bir şeyler yapmaya çalışıp dik durmaya çalışan biri olarak ben söylüyorum.
Şimdi SAHİPSİZ KİTAP'ın zamanı.
Allah bu yolda yar ve yardımcım olsun!
İyi ki yazdım...
Kalemimde masal var....
Kalemimde çocukluğum var....
Adile VAROL