CORPORATE
Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz TekirdaÄŸlı anne babadan, Burdur ili YeÅŸilova ilçesinde doÄŸdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları KeÅŸan ile TekirdaÄŸ arasında geçti. İlk, orta ve lise eÄŸitimini KeÅŸan'da tamamladı. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
RÜYALAR DA ÖÄžRETİR
Günebakan tarlalarının aralarına sıkışmış, serin yeÅŸil kuytular oluÅŸturan aÄŸaç toplulukları. Az önce bu güzelliÄŸe bir kanat hareketiyle selam veren kuÅŸlar, çoktan aÄŸaçların üzerinde yükselerek, göÄŸün süt mavisinde siyah benekler halindeler artık. Otomobilin uygun hızı bu manzarayı tüm ayrıntısı ile göstermek ister gibi. Görülsün, hafızada yer etsin. Ve yıllar sonra bir masal gibi anımsansın. Camın hafifçe açılmasıyla içeri giren mavi, yeÅŸil, sarı renkleri taşıyan hava da perçinliyor bunu.
Yol, Trakya’nın Karadeniz’e açılan sahil köyüne ulaÅŸtığında homurtusunu kesiyor otomobilin motoru. Artık dinlenme zamanı. Açılan kapılardan inen iki yolcu henüz asfalt dökülmemiÅŸ toprak yolda attıkları birkaç adımla ulaşıyorlar, yüksek duvarların çevrelediÄŸi bahçe kapısına.
Neler yok ki bu geniÅŸ bahçede? Her ÅŸeyden önce kocaman yürekleri ile gülen insanlar, renk renk çiçekler, aÄŸaçlar, aÄŸaç dalları arasında kaybolan kediler. KuÅŸ cıvıltıları, çocuk kahkahaları, mutfaktan taÅŸan iÅŸtahlı kokular. İki katlı evin arka bahçesinde yere serilmiÅŸ örtüler üzerinde kurumuÅŸ günebakan kafaları. Bu kafaları tokmaklarla döven kadınlar. Böylece örtü üzerine dökülen günebakan tohumları. Sonrasında bir kısmı keyifle çitlenecek. Fabrikada yaÄŸ haline gelip damak ÅŸenlendirecek bir kısmı. Kadınların yazmaları, yazmalarının oyaları. Oyaların altında salınan özgür saçları. Hiç kaybetmedikleri neÅŸeleri. NeÅŸeli seslerle söylenen türküler. Yemeler, içmeler. Kurulan sofrada yemeÄŸe tat katan sohbetler, ÅŸakalar. Beyaz tüylü bir dost köpek. KöpeÄŸin sofra etrafı turları.
Sonra Karadeniz, uçsuz bucaksız. Sarp bir kayadan seyre dalınan. Hırçın dalgalarıyla aÅŸağıdaki sahili döven. Döverken beyaz köpükler saçan. Sadece sahili deÄŸil, kendini de dövüp ıslatan!
Böylesine kabına sığamayan denizi uçurum kıyısından izlemek. Azametine karşı duyulan biraz korku, çokça hayranlık.
Bir koÅŸu uzaklaÅŸmak. Tekinsiz olduÄŸu söylenen metruk eve doÄŸru. Camı kalmamış pencereler. Boyası hatta sıvası dökülmüÅŸ yer yer çatlamış duvarlar. Yıkılmış bacalar, kırık kiremitler. Bunlara karşın hala sapasaÄŸlam duran bir kapı. KöÅŸelerinden sarkan örümcek aÄŸlarıyla. Bir hayranlık da kapıya. Kapının dimdik duruÅŸuna. Evden koÅŸarak uzaklaÅŸmak.
GeniÅŸ bir düzlük olabildiÄŸince. Tam orta yerinde bir kuyu. Kuyunun çıkrığında asılı duran kova. Bunların ardında duran ÅŸirin kulübe. Önünde bir masa. Kırmızı beyaz ekose örtülü. Masanın üzerinde içi billur su dolu sürahi. İnsanı kana kana içmeye heveslendiren... Kulübenin arkasındaki ulu aÄŸaç. AÄŸacın dallarıyla sarıp sarmalayan korumacılığı. Nedense “Hansel ve Gretel” masalını anımsamak. YavaÅŸ adımlarla uzaklaÅŸmak. Akılda bir soru: Gerçekten kulübede bir cadı yaşıyor olabilir mi?
Eski fenerde vedalaÅŸmak güneÅŸle. Nazlı nazlı dinlenmeye çekilen. Ardında bıraktığı kızıl ve pembemsi eflatun rengi yaÅŸayarak.
GeniÅŸ bahçede yenen akÅŸam yemeÄŸi. AÄŸaç dallarına asılmış rengarenk ampullerin ışığında. Sonra mumlar, masadaki. Diplerine ışık vermese de ortama hoÅŸluk veren. Duygulara güzellik katan.
Erkenden gelen uyku. Sabun kokulu yataklarda görülen rüyalar. Belki bilinç altının oyunları. Günlük yaÅŸananların tekrarlanması belki. Belki de birtakım öÄŸretiler.
*
Bu güzel köyü hayatımın çocuk döneminde görmüÅŸtüm. Köyün coÄŸrafyası güzel, havası temizdi. YaÅŸayanları özellikle bizi konuk eden ev sahiplerimizi çok sevmiÅŸtim. Sanki bir masal yaÅŸamıştım ve masalın ana kahramanıydım. Hafızam da bu güzelliÄŸi yıllarca saklayıp korumuÅŸ. Rüyamda yaÅŸattı yeniden. Rüya bu ya, eklemeler yapabilir. Eksiltmeler olabilir. Bilincimizin ücralarından çıkarıp yaÅŸananları, anlatmak ister. Bazen öÄŸüt vereceÄŸi tutar. Fark etmemizi ister bazı ÅŸeyleri bazen. Nefeslerin kıymetini örneÄŸin. Hayal gücünün uçsuz bucaksızlığını gösterir. Ve en önemlisi “Size sunulmuÅŸ en büyük ve en güzel hediyenin yani hayatınızın farkında olun.” der.
Benim rüyam bana tabiatın güzelliklerini gösterdi. Çocuk merakını, neÅŸesini anımsattı yeniden. Sanırım bir armaÄŸan verdi. NeÅŸeni hiç kaybetme dedi. Her koÅŸulda dik dur dedi. YoÄŸun öfkenin kiÅŸiye zarar vereceÄŸini söyledi. KuÅŸkulu ol, sorular sor gerçeÄŸe ulaÅŸabilmek adına dedi. Ve “ Her zaman hayatın olumsuzluklara karşı sunduÄŸu güzellikleri, mutlulukları fark et.” dedi.

