CORPORATE
Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz Tekirdağlı anne babadan, Burdur ili Yeşilova ilçesinde doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Keşan ile Tekirdağ arasında geçti. İlk, orta ve lise eğitimini Keşan'da tamamladı. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
KAHVALTI
Balkona güneşin yakıcı ışıkları gelmemiş henüz. Üstelik tatlı bir esinti var. Saçları ve yüzleri okşamakta şefkatli anne eli gibi.
Havada taze ekmekle peynirin birbirine karışmış o muhteşem kokusu. Peynirin çeşitliliği şaşırtıcı. Bölgelere göre gösterdiği farklı tat ve kokular ise son derece kışkırtıcı. İştahı açıyor da açıyor. Yaz meyveleri geri kalır mı hiç? Onlar da katılmış bu aromatik şölene. Pırıl pırıl, renk renk. Ya boy boy ve siyahıyla, yeşiliyle zeytinlere ne demeli? Billur gibi zeytin yağının içindeki baharatlardan gelen uzak iklimlerin damakları mest eden tadına karışan domates, salatalık ve incecik biberlerin dalından yeni kopmuş tazeliği. Yeşilin en canlı tonlarını taşıyan çıtır çıtır maydanoz, nane, tere, roka ve dere otunun eşlikçiliği…
Tabak çatal seslerine karışan çaydanlıktan gelen fokurtular. Bazen ince belli bardakları bazen ince porselen fincanları tıkırdatan çay kaşıkları.
İçinde bulundukları kase ve tabaklardan tahın, pekmez ve reçellere göz kırpan süzme ve petekli ballar. Farklı çiçeklerin ağaçların mis kokularını taşıyan. Onlara eşlik eden fırından yeni çıkmış simitle, dumanı üstünde börek. Özenle katlanmış peçete görünümünde süzülüyor el yapımı yufkalar, yan gözle incelerken içleri dopdolu krepleri. Bu arada tombul tombul bakan pişilerle, ince sarılmış sigara böreklerine de bakış atmaktan geri kalmıyorlar.
Menemen, omlet haline gelmiş ya da haşlanmış yumurtalar. Hatta yumurtaların haşlama süreleri kademe kademe değişiyor. Eee tercihler farklı tabii.
Masanın ucuna yakın bir yerde ceviz, fındık, badem ve kuru meyvelerin tuvale resmedilesi güzelliği. Fotoğrafla yetinilmemesi gereken. Tam bir görsel şölen.
Tüm bu güzelliği gururla taşıyan masanın işlemeleri hayran bırakan keten örtüsü ve peçeteleri…
Kahvaltı sözcüğü kahve, altı kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir tanım.‘Kültürümüzde yemekten sonra kahve içme geleneği olduğu için, ‘Kahveden önce’ anlamına geliyor. Anlamı da eylem hali gibi güzel.
Ömür hızla akıp giderken, haftanın altı günü geçiştirilip, son bir günü koku, tat ve görsel şölene döndürdüğümüz kahvaltılarımız. Genellikle unutulan ya da atıştırılan bir parça simitle geçen kahvaltılarımız. Telafi etmek için midir, yoksa damak zevki, göz doyumu uğruna mıdır, hafta sonları hazırladığımız, genellikle uzun süren kahvaltılarımız.
Hele, “ Bana kahvaltıya gel” diyen dostlar varsa, uzun süren kahvaltılara eşlik eden keyifli sohbetler de var demektir. Bol kahkahalı, belki birazcık dedikodulu…
Sonrası şen damaklar, doygun mideler, mutlu ruhlar…
Değmez mi tüm hazırlıklara, yorgunluğa?

