CORPORATE
İBRETLİK BİR ŞİİR VE BİR AYETİN ANLAMI
Derleyen: Mehmet ARSLAN
Ne çekiyorsak, cehaletten ve bilgisizlikten çekiyoruz.
Aşıkpaşazade’nin Türk Diliyle İlgili Yazdığı Şiir ve Anlamı
(Osmanlı Türkçesiyle)
KAMU DİLDE VARİDİ ZABT U USÛL
BUNLARA DÜŞMİŞİDİ CÜMLE ‘UKÛL
TÜRK DİLİNE KİMSENE BAKMAZIDI
TÜRKLERE HERGİZ GÖÑÜL AKMAZIDI
TÜRK DAKI BİLMEZİDİ OL DİLLERİ
İNCE YOLI OL ULU MENZİLLERİ
BU GARÎB-NÂME ANIN GELDİ DİLE
KİM BU DİL EHLİ DAKI MA‘NÎ BİLE
TÜRK DİLİNDE YA‘NÎ MA‘NÎ BULALAR
TÜRK Ü TÂCİK CÜMLE YOLDAŞ OLALAR
YOL İÇİNDE BİR BİRİNİ YİRMEYE
DİLE BAKUP MA‘NÎYİ HOR GÖRMEYE
TÂ Kİ MAHRÛM OLMAYA TÜRKLER DAKI
TÜRK DİLİNDE AÑLAYALAR OL HAK[K]I
****
(Bugünkü Türkçeyle)
Bütün dillerde ifâde şekilleri vardı
Herkes bunlara rağbet ederdi
Türk diline kimsecikler bakmazdı
Türkleri kimseler sevmezdi
Türk ise zâten bilmezdi bu dilleri
İnce ifâde usûllerini, ifâde biçimlerini
İşte Garîb-Nâme bunun için yazıldı
Yalnız Türkçe bilenler de gerçeği anlasınlar diye
Yani Türk dilinde gerçeği bulsunlar
Türklerle İranlılar hep yoldaş olsunlar diye
İfâde hususunda birbirlerini kötülemesinler
Dile bakıp manâyı hor görmesinler diye
Bu suretle Türkler de mahrum olmasınlar
Hakk'ı dillerinde anlasınlar diye.
ÂŞIK PÂŞÂ (1400-1484) - En bilinen eserleri ; Âşıkpaşazâde Tarihi ; Yani Tevârîh-i Âl-i Osman/Osmanlı Tarihi ile Kurucu unsur (ötelenen) Türklerin anlatıldığı İstanbul Süleymaniye Kütüphanesinde bulunan "Ġarîb-Nâme" si /Divan şiiri tarzındaki öyküleri, Mesnevisidir.
***
AŞIK PAŞA
ÂŞIK PÂŞÂ (d. 1333): Ġarîb-Nâme (Sül. Ktp. Lâleli 1752 vr. 238a)
[ve mâ erselnâ min resülin illâ bilisâni kavmihi liyübeyyine lehüm]
(K 14:4 (14. Surenin 4. Ayeti): "Onlara apaçık anlatabilsin diye her peygamberi kendi halkının diliyle gönderdik!")
Âşıkpaşazâde Tarihi; Tevârîh-i Âl-i Osman, 1400 ila 1484 yılları arasında yaşamış bir Vefai dervişi olan Âşıkpaşazâde’nin yazdığı Osmanlı tarihi kitabıdır.
***
Aşıkpaşazade (Aşıkpaşanın torunu) Yıdırım Beyazıt ; Fetret Devri-Çelebi Mehmet; II.Murat; Fatih Sultan Mehmet ve II.Beyazıt dönemlerinde yaşamıştır.
14. İbrahim suresi 4. Ayet:
[ve mâ erselnâ min resülin illâ bilisâni kavmihi liyübeyyine lehüm]
***
Bu Ayet’in Çeşitli Kur’an Tefsitlerindeki Türkçe Anlamı ve Açıklamaları Şöyle:
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin dili ile gönderdik. Artık Allah dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletir. Çünkü O, güçlüdür; hikmet sahibidir.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
(Allah'ın emirlerini) onlara açıklasın diye her elçiyi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Allah dileyeni (layık gördüğünü) saptırır, dileyeni (layık gördüğünü) de doğru yola ulaştırır. O güçlüdür, doğru hüküm verendir.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Biz her elçiyi ancak halkının diliyle göndeririz ki onlara bildirebilsin. ALLAH dileyeni/dilediğini saptırır, dileyeni/dilediğini de doğruya ulaştırır. O, Güçlüdür, Bilgedir.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Biz, mesajımızı anlaşılır olarak iletebilmesi için hiçbir resulü kendi halkının dilinden başka bir dille göndermedik. Allah, artık dileyen kimseyi saptırır, dileyen kimseyi de hidayete iletir. O, Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir.
Süleymaniye Vakfı Meali
Biz, her resulü kendi halkının dili ile gönderdik ki onlar için her şeyi ortaya koysun. Bundan sonra Allah, sapıklığı tercih edeni sapık sayar, hidayeti tercih edeni de yoluna kabul eder. Daima üstün ve bütün kararları doğru olan O'dur.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Onlara iyice açıklaması için, her elçiyi, kendi toplumunun diliyle gönderdik. Böylece, Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Çünkü O, Üstündür; Bilgelik ve Adaletle Yönetendir.
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Biz her peygamberi yalnızca kendi kavminin diliyle gönderdik ki, mesajı onlara açık ve net olarak iletsin. Bundan sonradır ki Allah isteyenin sapmasını dileyecek, isteyeni ise doğru yola yöneltecektir: Zira her işinde mükemmel olan, hükmünde tam isabet kaydeden O'dur.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Biz, görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık seçik beyanda bulunsun. Bunun ardından, Allah dilediğini saptırır, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzlar. Aziz'dir, Hakim'dir O!
Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Biz hiç bir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ve biz her gönderdiğimiz peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara iyice açıklasın; sonra da Allah dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. Ve O, öyle her şeye galip, tam hüküm sahibidir.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Biz her elçiyi, mutlaka kendi halkının diliyle (vahyedilmiş bir mesajla) gönderdik ki, (hakkı) onlara açık (ve dolaysız) bir biçimde ulaştırabilsin; artık bundan sonra Allah (sapmayı) dileyeni sapıklık içinde bırakır, (doğru yolu tutmayı) dileyeni de doğru yola yöneltir, çünkü doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen en yüce iktidar sahibi O'dur.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah'ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ve biz her gönderdiğimiz Resulü ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki onlara iyi beyan etsin sonra da Allah dilediğini dalalette bırakır, dilediğini de hidayete irdirir, ve öyle aziz hakim o
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Biz, her elçiyi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açıklasın. Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini yola iletir. O, azizdir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Gültekin Onan
Biz hiç bir elçiyi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki onlara apaçık anlatsın. Böylece Tanrı, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyle göndermedik ki (emr olunduklarını) onlara apaçık anlatsın. Artık Allah kimi dilerse sapdırır, kimi de dilerse doğru yola götürür. O, (iradesinde) yegane (haakim ve) gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.
İbni Kesir
Biz, her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik ki; onlara, apaçık anlatsın. Bundan sonra Allah; dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Ve O; Aziz'dir, Hakim'dir.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Kendilerine apaçık anlatabilsin diye, her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik. Allah dilediğini sapıklıkta bırakır ve dilediğini de doğru yola çıkarır; güçlü olan, Hakim olan O'dur.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Biz her peygamberi, kendi milletinin lisanı ile gönderdik, ta ki onlara hakikatleri iyice açıklasın. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. O azizdir, hakimdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Biz her Rasulü kendi toplumunun lisanı ile irsal ettik ki, onlara en anlaşılır şekilde açıklasın... (Artık) Allah dilediğini saptırır ve dilediğine de hidayet eder... O, Aziyz'dir, Hakiym'dir.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Biz her elçiyi ancak halkının diliyle göndeririz ki onlara bildirebilsin. ALLAH dileyeni/dilediğini saptırır, dileyeni/dilediğini de doğruya ulaştırır. O, Güçlüdür, Bilgedir.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Biz, mesajımızı anlaşılır olarak iletebilmesi için hiçbir rasulü kendi halkının dilinden başka bir dille göndermedik. Allah, artık dileyen kimseyi saptırır, dileyen kimseyi de hidayete iletir. O, Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir./
(Uzun söze gerek var mı? Yorum sizin)
***

