CORPORATE
GLOBAL MAFYA
Ali DELİDUMRUL
“Biri yer, Bin’i bakar, Kıyamet Ondan Kopar”
İtalyanca Mafia, ya da Cosa Nostra; Türkçesi bizim işimiz ya da şeyimiz, ya da davamız.
Fransızcadaki anlamı gizli teşkilat.
Yasal ya da yasal olmayan işlerle uğraşan zorba örgütler.
YASA/Kanun : Düzeni sağlamayı amaçlayan kurallar bütünü.
Yasadışı ; Kuraldışı davranışlar toplamı.
Mafya’nın Yaptığı İşler : Çıkar sağlamak amacıyla gizli yada açık hiyerarşik teşkilatlar kurmak , medya gücüyle göz boyamak, toplumları uyuşturup kandırarak (toplum mühendisliği yaparak) her türlü kumar, ticaret, uyuşturucu, finans, inşaat, kadın ticareti ve fuhuş, kaçakçılık, gasp, adam öldürme, fidyecilik gibi yüzlerce yasal ve yasa dışı sektörde faaliyet göstermek, savaşlar çıkarmak, ülkeleri işgal etmek, doğayı ve insanları sömürmek, öldürmek ve yaptığı bu işlere de İNSAN HAKLARI, CANLI HAKLARI, DEMOKRASİ, HAK, ADALET ve ÖZGÜRLÜK kılıfı giydirmek.
Global Mafya’nın Örgüt Yapısı:
ÖRGÜT Lideri : Dünyanın baş teröristi Amerika Birleşik Devletleri.
Beyin Takımı: Güneş Batmayan İmparatorluk adını verdikleri, güneşin en az doğduğu İngiltere Kraliyeti.
Perde Gerisi Kuvvetleri : Yehova şahitleri, İbrani’nin Musevileri, Tanrı’nın bundan 3500-4000 yıl önce Kudüs’ten kovdukları, Mısır Firavunlarının köleleri.
Mistik Destekçileri : İsa’nın Vatikan’daki kardinalleri, havarileri.
Petrodolar mistik Güçleri : Arabistan yarımadasının yağmacı Bedevileri, Vahabileri.
Destek Kuvvetleri ; Birleşmiş Milletler (United Nations, UN), Dünya Bankası (World Bank), IMF(International Money Found - Uluslararasi Para Fonu) v.b. 180-200 civarında, kontrollerindeki örgütleri.
İşbirlikçileri/Kemikçileri : Dolar bağımlısı dünya liberalleri, sol dönekleri, her tür din sömürücüleri.
İstihbarat Kaynakları : Pentagon, CIA, FBI ve İnterpol...
Dünyamızın nüfusu 6,5 - 7 milyar civarında.
Bağımsız ve bayrakları uluslararası arenada tanınan devlet sayısı 222.
Türk Telekom verilerine göre 223.
Birleşmiş Milletlere üye ülke sayısı 171.
ABD ve Fransa'ya göre 190, Rusya'ya göre 172, İsviçre'ye göre 194. Telefon şirketlerinde 182, CIA'nın 2006 Dünya yıllığında geçen ülke sayısı 268.
"Hoppala bu ne ya!" dediniz, haklısınız!
Gayet basit, ABD; Tayvan, Küba, Libya’yı; Çin, Tayvan'ı, Dünya ülkeleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (Türkiye’den başka ) tanımaz da ondan.
Bir de bunlara hiç adını duymadığımız Vanuatu, Samoa, Myanmar, Grenada, Komor, Mikronezya, Nauru, Palau, Sierra Leone, Tuvalu’yu ekleyip ,bağımsızlık mücadelesi veren Abhazya, Amerikan Samoa, Başkortostan, Çukotka, Doğu Türkistan, Fransız Guyanası, Gagavuzya, Galler, Grönland, Kırım Özerk Cumhuriyeti, Makao, Tokelau, Yakutistan’ı… üstüne koyduğumuz zaman Dünyamızdaki karmaşa anlaşılır.
Neyse konumuza dönelim, GlobalMafya’yı irdeleyelim:
Gezegenimizdeki 6,5 - 7 milyar insanın ürettiği 100 gram ekmeğin 80 gramını 20 kişi, geriye kalan 20 gramını da 80 kişi paylaşıp tüketir.
Dünya nüfusunun %60’ı açlık sınırındadır, %32’si açtır.
%20’lik birinci grup “efendiler” yani Mafya ülkeler, %80’lik ikinci grup “köleler”, yani “ötekiler”dir.
Biraz ön fikir edinelim :
PARA : Mal ve hizmetlerin değişimini kolaylaştıran bir araçtır. İlk insanlarda malın mal ile değişimi var. İnsanlık zaman içinde kolaylık olsun diye ortak değişim ölçüleri bulmuşlar. Taşınma kolaylığı açısından “altın, gümüş, bronz.. v.b.” sikke/madeni paralar ve daha sonra da Banknot dediğimiz kağıt paraları dolaşıma sokmuşlar. Finansal piyasaların gelişimi ile de tahvil, bono, hisse senedi, poliçe, kredi kartları…v.b. bu araçlar çeşitlendirilmiş.
Adına genel olarak “para” denilen bu değişim araçlarının hepsinin iki ayrı değeri var. Birisi kendi değeri, yani maliyeti, diğeri ise temsil ettiği “temsil” değeri. Kendi değeri 25 Krş, temsil değeri 100,00 TL olabilir.
Para , mal ve hizmetlerin değişim aracıdır.
PARA’nın “temsil değerinin” karşılığı nedir?
Üretilen değerler, yani mal+hizmetler’dir.
Üretilen değerler (Mal ve hizmetler’e) Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) denir.
GSMH = (Tarım + Sanayi + İnşaat + Ticaret + Ulaştırma, Haberleşme + Mali Kuruluşlar + Konut + Hizmetler Toplamı (Kamu ve Özel) + İthalat Vergisi+Yurtdışında bulunan vatandaşların gelirleri - Yurtiçindeki yabancıların gelirleri) ’nden oluşur.
Asıl Para/Ana Para; Yani gerçek para: Üretilen mal ve hizmetlerin toplamına (GSMH) demiştik. Ne kadar mal ve hizmetin var o kadar paran var. Cüzdanlarımızda ve bankalardaki madeni ve kağıttan evraklar “temsili” değerlerdir. Mal ve hizmet, yani üretim yoksa altın da olsalar hiçbir b.ka yaramazlar.
TV'lerdeki bazı borazanlara bakmayın siz; işin özü budur, onların çoğu hırsızlamadan mal kapmak için efendilerinin düdüğünü çalarlar.
Üretilen mal ve hizmetlerin piyasa (parasal) değerini/ piyasa fiyatını , Dünya insanlarının “arz ve talep”/üretim ve tüketim (ihtiyacı) karşı karşıya gelerek oluşturur. Her ülke Merkez Bankasında ürettiği mal ve hizmetin karşılığını temsil eden parayı (emisyon) basar ve dolaşıma sürer. Tüm ülkelerin üretimlerinin karşılığı olan bu parasal değerler toplamı da dünyamızda dolaşıma sunulan para hacmidir. (ama böyle olmuyor !)
Ne kadar mal+hizmet üretimin var, o kadar ‘da paran var demektir. Mal ve hizmet üretmemişsin, paran pulun yok, cebindeki dolarlar tuvalet kağıdı bile olmaz!
Durun, buna uygun bir masal uyduralım:
Evvel zaman içindei dünyamızda bir koyun çobanı, bir keçi çobanı, bir de borsacı (CEO) yaşarmış.
Koyun çobanı, keçi sütünün ana sütüne en yakın süt olduğunu öğrenince keçi çobanına yanaşmış, ben sana 5 koyun vereyim 5 keçi ver bana demiş.
Keçi çobanı ;
"Ben de keçi yok, sürüyü kurt kaptı, tufandan kalma 1.000 dolarım var, sen 5 koyun bir koç ver bana, bir sürü kurayım.
Koyun çobanı:
"Ben doları ne yapayım, yenmez, içilmez, alanı-satanı yok, karın doyurmaz, bi b.ka da yaramaz. Sana üç teklifim var (Tarihi gelişim süreci uyarınca) ;
"Gel, ben sana koyunları borç vereyim, çoğalt ve seneye benimkileri geri ver; ürettiklerin senin olsun, sen de yaşa ben de yaşayayım." (kominalizm)
"Veyahut da şöyle yapalım: Benim sürüden 20 koyunu ayıralım, sen güt, üret, ben de sana karşılığında her yıl bir koyun vereyim, karnını doyurayım." (vahşi kapitalizm)
"Ya da, bak bak en iyisi bu: Sen beni dinle ; verdiğim koyunun bir fazlasını yıl sonunda bana geri ver, borcunu öde, sen de kazan ben de kazanayım." (kazan-kazan, finans kapitalizmi)
Kenarda Çobanları dinleyen Borsacı CEO dayanamaz devreye girer:
Bakın arkadaşlar yanlış hesap yapıyorsunuz, bunlara ne gerek var, bin doları keçi çobanı bana borç versin, koyunları bin dolara ben alayım, bu koyunların yarısı üçümüzün bir yıllık yiyeceğimiz olsun, hep beraber yiyelim, yaşamımızı sürdürelim. Seneye ben keçi çobanına bin dolar borcumu ödeyeyim. (Global/Yağmacı Kapitalizm )
Seneye nemi olacak?
Koyunların yarısı midelere indi. Yarısı da Borsacı’da olduğundan, “arz-talep” dengesi devreye girecek. Talep çoğaldı? Keçi ve koyun çobanı “talepkar” olup rekabete girip fiyatı yükseltecekler. Şimdi ipler Borsa CEO’nun elinde. CEO, bir koyuna bin dolar bedel biçecek ve koyun çobanına bir koyunu bin dolara satacak; keçi çobanı da açıkta kalacak ve ucuz işgücü ortaya çıkacak. Açıkta kalan muhtaç koyun çobanı CEO’ya yanaşacak, yalvar yakar boğaz tokluğuna çoban duracak. (Çağdaş köle devri)
Koyun çobanının bir koyunu var , koçu yok, koyun nasıl kuzulayacak ? Muhtaç Borsacı’ya. Borsacı CEO’nun işi “hayal satmak” , o bir uzman kişi !
Keçi çobanı’nına fısıldayıp koyun çobanına oltayı çaktırmadan atacak “Onun parası yok koçu yok, koyunu kesip yesin, yada bana versin, bende onun 6 ay karnını doyurayım” diye haber salacak ve koyun çobanı’da zokayı yutacak !
Çaresiz ve desteksiz koyun çobanı, keçi çobanını aracı koyup ; “Ben koyunu size vereyim, beni boğaz tokluğuna çoban alsın, sen koyunları güt ben de kuzuları” diyecek.
CEO bütün şefkatiyle, adalet, özgürlük, eşitlik ve insan hakları naraları atarak şöyle diyecek:
“Teklifine varım, bu sürü benim koyunlarım, keçi çobanı da canım; seni de can bildim, ben vicdanlı adamım, keçi çobanına ayırdığım payı bundan böyle ikiniz yiyin, koyunları kuzuları güdün, bakın size ekmek verdim, burası sınav/yalan dünyası, aslolan öbür taraf, halinize şükredin ve her daim bana dua edin, böylelikle cennete gidip rahata erin.” (Siber Mistik Kapitalizm)
Çobanlar sıfırlandı, GlobalMafya kıllandı, masal da bitti.
Ülkeler de bireyler, aileler gibidir.
Ailelerin olduğu gibi ülkelerin de bütçeleri vardır.
Bütçe terazinin bir kefesinde üretimler (Gelirler), diğer kefesinde tüketimler (Giderler) yer alır.
Ne kadar üretimin varsa o kadar da paran var demektir.
Bu üretimi temsil eden de Vilyım Şekspir’in (1623) ;
“yıpranmış dullara koca bulduran budur;
haydi git, adı batası çamur!
seni bütün insanlığın ortak orospusu seni!
sen değil misin millet sürülerini birbirine düşüren?
doğadaki yerine tekrar gömeyim seni!”
Dediği temsilcinin adı ise PARA’dır.
Örnekleyelim:
Ülke olarak dünya ölçeğinde 100 gr üretimin var, karşılığında onu temsil eden 100 $ para basma hakkın var. Merkez bankası 100 $ para basar ve dolaşıma sunar. Burada borç-alacak sıfır, Gelir-Gider dengesi eşit, yani bütçe DENK. Ah ne güzel, gel keyfim gel?
MAFYA ne yapıyor ?
Ürettiğinden çok tüketiyor, dünyayı talan edip sömürüyor!
Diğer ülkeleri geçelim, Global Mafya önderlerinin mevcut durumlarına bir bakalım.
ABD'nin dış borcu 14,5 Trilyon Dolar.
İngiltere’nin ise 14,4 Trilyon Dolar.
Bu talanda kalpazanlar boş durur mu?
Piyasada buna yakın kalpazan doları da vardır, eder 60 Trilyon dolar!
Yani, dünyamızda üretim karşılığı olmadan basılmış 60 Trilyon Dolar para var! Bu eşkiyalar, dünya insanının ürettiği mal ve hizmetleri bu naylon paralarla alıp tüketmişler ve tüketmekteler. Karşılığı olmayan bu “tuvalet kağıdı bile olmayacak” paralar, dünya insanlığının alın teri, göz nuru üretimlerinin karşılığı olarak ceplerinde, kasalarında, bankalarında yatıyor, sahipleri de zenginiz diye kös kös kasılıp geziyorlar. Bunlar da Avanaklar.
Kös kös gezinen bu karşılıksız Dolar sahipleri ; “Alın Dolarlarınızı, verin bizim Türk paramızı , Yuan’nımızı, Yen’imizi ya da malımızı, ya da mal olarak karşılığını” deseler, Global Mafya ne verecek, ne halt yiyecek?
Karşılığı yok ki, savaş çıkar, bunu geçelim bu çok tehlikeli!
Buraya da şu hikaye uyar:
Bu tehlikeyi, barışçıl yolla çözelim (!)
Salamon, Mişon’a borçludur, vadesi gelir çatar, ama ödeyecek gücü yoktur, uykusu kaçar.
Bir gün, iki gün derken uykusuzluktan eriyip gidecek Salamon, konuyu karısına açar.
Karısının verdiği fikir aklına yatar.
Gecenin geç vaktinde Mişon’a telefon açar:
“Borcumu ödemeyeceğim” deyip derdi başından atıp, yatar.
Şimdi uykusuzluk ve düşünme sırası Mişon’dadır.
Böyle bir durumda karşılıksız para basarak dünyanın alın terini yiyen Global Mafya ne yapar?
Dünya medyası bunların denetiminde, her saniye insanlığın gözünü boyamadalar.
Demokrasi, İnsan hakları, bilmem ne hakları kılıfıyla ülkeleri işgal ederler, yağmalarlar, insanları katlederler.
Dünyanın bütün uluslar arası örgütleri bunların kontrolündeler.
Bu gün demokrasi adına saldırdıkları Mübarek’ ler, Mobutu’lar, İdi Amin’ler, Pol Pot’lar, Emirlik’ler, Kemirlikler, Ladin’ler,Taliban’lar, Ayrılıkçı Teröristler, gayri insanilerin tümü bunların eserleri, beslemeleri, tetikçileri, işbirlikçileri. ..
Bakmayın siz işbirlikçileri kötülediklerine, öldürdüklerine.
Mafyanın da kuralları kanunları vardır: Kullanım süreleri dolan işbirlikçiler, tetikçiler, vs'ler inanılmayacak vaziyette çöpe atılıp gömülür ve yerlerine taze kan, yenileri bulunur.
Dünyamız var olduğundan bu yana olan budur.
Şimdi diyeceksiniz ki çıksa birisi dese, mesala en çok alacağı olan ÇİN (3-5 trilyon dolar), ver ulen benim “Yuan” ımı, ya da malımı, mal karşılığını, ya da toprak karşılığını, Teksas’ını...
Dolar, Sterlini artık tanımıyorum, bundan böyle “Yuan” ve “Yen”i uluslarası dolaşımda kullanacağım?
Savaş çıkar, Çin ekonomisi çöker (en çok satışı ABD’ye), ABD’den alacağı olan kasasındaki 3-5 trilyon dolar kıçına kaçar, buhar olup uçar. Tarzan zor durumda.
O zaman böyle gelmiş böyle gider?
Bu işin sonu nereye varacak?
Şimdilerde işi 11 Eylülle yarattıkları “İslam Düşmanlığı” projesiyle götürüyorlar.
Hatırlayın 2. Dünya Savaşını; talanlarının, katliamlarının günah keçisi “Yahudi Düşmanlığı” idi.
Geçmişin kanlıları Hristo’larla, Yaho’lar bu projede kol kola girdi.
Arap yarımadası Vahabileri, bedevileri de omuz verdi.
Global Mafya bizim coğrafyamızı kan gölüne çevirdi!
Başından söyleyeyim, bence bu işi ancak adını anmak istemediğim başka bir savaş çözer (Komplo Teorisi)?
Nasıl mı?
Dünyamızın sömürülen %80’lik bölümü sürünerek yaşamaya alışmış kuzucuklar. Bu grup kesilir, yenilir, ölür, öldürülür ama sokak çocukları gibi bağışıklık kazanmışlar her durumu idare ederler, hayatta kalırlar, tevekkül sahibidirler, bunlar kedi gibi 7 canlıdır, ölür ölür dirilirler, sürüngen yaşamlarını devam ettirirler.
Gelelim yağmacılıkla beslenen %20’lik dilime.
İki saat elektrikleri sönsün, kaloriferleri yanmasın, uçakları kalkmasın, işsizlik baş göstersin, insanlar cocola içmesin, macdonalds yemesin, paralı askerleri ücretini alamasın, gezip eğlenmesin, bir saniye bile %80’i sömürmesin, seyreyle gümbürtüyü. O zaman içerde kavga başlar, mafya yıkılır ve yeni bir dünya kurulur.

