CORPORATE

Ali KOÇ Yazarın Tüm Yazıları
Sosyoloji Doçenti Alİ KOÇ / 1945 - 2013 Çok erken kaybettiğimiz Ali Koç, Ahmetler'in yetiştirdiği değerli insanlardan birisiydi. Ahmetler'de doğru. Köyden ilk kez ortaokulda okumak üzere çıkarak hepimize örnek oldu. Manavgat Ortaokulunu ve Manavga...
ALMANYA’DA MÜZİKLE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ
Ali KOÇ
Hessen okullarında okutulan Türkçe derslerine Alman müzik öğretmenleri ile birlikte yapılan çalışmaların önemli katkısı oldu. Çocuklar bu şekilde aynı okul şarkılarını hem Almancada hem Türkçede okuyup söyleyebiliyorlardı. Mesela Yaşasın Okulumuz şarkısının notalarının aslında Morgen kommt der Weihnachtsmann (Yarın Noel Baba Geliyor) şarkısının notaları ile aynı olduğunu farkeden çocuklar iki şarkıyı da severek söylüyorlardı. Böylece müzik her iki dilin de iyi öğrenilmesine yardımcı oluyordu. Noel Baba’nın Demreli olması ise ayrıca Türkiye hakkında bilgi edinme isteğini destekliyordu.
Lisedeyken Antalya’daki müzik öğretmenimiz bize bağlamayı tanıtmadan, kendi müziğimizi öğretmeden birdenbire hayranı olduğu Maria Callas’ın opera müziğine geçtiği için oradaki müzik derslerini terk etmiştim. Köy kökenli öğrencilerden biri: “Öğretmenim, bizim köyün delisi de böyle bağırıyor!” dediği zaman öğretmen çok hayal kırıklığına uğramıştı.
Biz bir kavala bir koyun verilen köy ortamından geldik. Çocukluğumuz opera çevresinde geçmedi. Bu nedenle önce kendi dilimizde duyup benimsediğimiz müzikle işe başlamak istedik. Öğretmenimiz bizimle aynı görüşte değildi. Israrla birtakım tercüme şarkıları bize sevdirmeye çalışıyordu. Bu anlayış yüzünden halk kendi müziğini öğretme işini okul dışında amatörce yürütmek zorunda kalmıştır.
Öğrenim dilini yeteri kadar anlamayan bir çocuk o dil ile bilgi edinmeyi de reddedebilir. Bu nedenle Almanca bilgisinin yetersiz olduğu dönemlerde genel kültür bilgilerine ulaşmak için Türkçenin de öğrenim dili olarak geliştirilmesi gerekiyordu.
Çocuğun bir dili iyi öğrenmesi için o dili sevmesi gerekir. Biz de burada çocukların Türkçe öğrenimini kolaylaştıralım diye önce dili sevdirmeye çalıştık. Dili sevdirmenin en kolay yolu o dili çocuğun yaşına uygun halk edebiyatı ve halk müziği ile birlikte öğretmektir.
Bir ara okulda Türkülerle Türkçe adını verdiğimiz bir proje denemesi yaptık. Bu deneme beklediğimizden daha başarılı oldu. Sonra aynı projeyi bazı değişikliklerle okul dışında yetişkin kursları için de kullandık. Saz kursları ve halk müziği koroları bu şekilde oluştu.
Halk edebiyatında dilin ustaca kullanımı müzikli destanlarla ve hikâyelerle gelişmiştir. Halk şairleri hem dilcidirler hem edebiyatçı hem de müzikçi. Ozanlar şiirlerini sazları ile türküleştirdikten sonra halka sunarlar.
Müziğin temeli güzel ses, edebiyatın temeli ise güzel sözdür, güzel yazıdır. Kişinin düşüncesi, duyguları güzel sese, güzel söze, güzel yazıya, şiire, türküye, şarkıya, notaya dönüşünce müzik ve edebiyat birlikte ortaya çıkar.
Şiirlerde, türkülerde, şarkılarda güzel sesi ifade etmek için gülden, bülbülden söz edilir. Bizde bir de hayır bülücü var. Kimse müzik diye karganın ötüşünü övmez. Düğün bile olsa gürültülü yerde müzik olmaz. Çünkü gürültü güzel sesi bastırır, bozar, etrafı rahatsız eder. Müzikçilerin konser sırasında yalnız saz akordunu değil, salonun hacmine göre oda ve ses akordunu da düşünmeleri gerekir. Birkaç lira bahşiş için sanatın onurunu feda etmesinler.
Ne demiş Yunus Emre? “Söz ola yağ ile bal ede aşı; söz ola kestire başı.” Bir başkası da diyor: “Dilim dilim, başıma örer kilim.” Belki şu daha iyi: “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” Müzikli tatlı dil ise yaban hayvanını bile ehlileştiren, hastayı iyileştiren, insanın zekasını ve kültürünü geliştiren bir araçtır. Kişi acı söz işitince ‘Dilini eşek arısı soksun!’ diye yakınır. Tatlı söz için ise ‘Ağzına sağlık! Teşekkür ederim.’ der. Dilin hem tatlı hem acı yönü vardır. Güzel söz de acı söz de dil ile söylenir. Ezop’un dil hikâyesi bunu çok güzel anlatır. Dil ile kişiye övgüler yağdırılır; dil ile yergiler, dedikodular, sövgüler yayılır.
Topluma hitap eden müziğin temeli halkın güzel sesidir. Güzel sese acı söz, düzensiz saz yakışmaz. Müzikle sevgi, saygı, dostluk kazanmaya çalışalım. Müziği insanları üzmek için kötüye kullanmayalım, müzikle yalan ve iftira yaymayalım.
Halk müziğine köy müziği diyenler de var. Doğrudur. Halk müziği önce köylerde gelişir. Bu müzik köylünün sazı ve sözü ile üretilir. Nasıl köysüz şehir olmazsa köy müziği olmadan da sanat müziği denilen şehir müziği olmaz. Köy müziği şehir müziğinin giriş kapısıdır.
Bizdeki halk müziğinin tek amacı yalnız insanları eğlendirmek değildir. Asıl halk müziği halkın düşüncesini, duygusunu, edebiyatını halka ulaştıran güzel ses ve güzel söz sanatıdır. Eğlence müziğinde kuvvetli bir edebiyat aranmayabilir. Kişinin ciddi işlerle uğraşmadan eğlenmeye de ihtiyacı vardır. Müzik güzelliği seven herkese kucak açan bir sanat alanıdır.
Almanya’daki okul eğitiminde müzik önemli bir yer tutar. Hatta bazı aileler çocuklarına özel öğretmen tutarak ek müzik dersi aldırırlar. Müzik eğitimi bu çocukların diğer branşlarda da daha olgun, disiplinli, çalışkan ve kültürlü kişiler olarak yetişmelerinde önemli rol oynar. Okul dışındaki Gençlik Müzik Okulu da yaygın şubeleri ile takdire değer hizmetler sunuyor.
Şimdi müzik konusunda da internet olayının etkisi göz ardı edilemez. İnternet her türlü bilgiyi, bu arada her türlü müziği insanın evine getiriyor. Fakat insanlar kendileri müzikle uğraşınca bu sanatı daha çok severler ve mutlu olurlar. Cihaz müziği yaşanan canlı müziğin yerini tutamaz. Canlı müzik üretimi, cihaz müziği tüketimi teşvik eder.
Halk müziği grupları kıyafet ve ışıklandırma dışında genel olarak TRT korolarını örnek alırlar. Kıyafetler, sahne ışıkları ve davranışlar türkülerin içeriği ve mesajı ile çelişki teşkil etmemelidir. Koro müziği diskotek veya düğün müziği değildir. Yöneticilerin bu konuda daha dikkatli olmalarında yarar var. Dinleyicilerin sosyal değerleri de unutulmamalıdır. Müzikte de abartı ve uyumsuzluk işin özüne zarar verir.
Gönlüm ister ki biz bir de Ahmetler Korosu kuralım. Sanırım köyümüzün ihtiyacına cevap verecek kadar sazcımız, sözcümüz, şarkıcımız, türkücümüz var. Hiç değilse yılda bir defa köy konseri düzenleyebiliriz. Bu konserler köyümüzün kalkınmasına daha çok destek olunması için bir hatırlatma ve maddi katkı vesilesi olabilir. Konser Ahmetler’in dışında Manavgat’ta, Antalya’da ve talep durumuna göre başka şehirlerde de düzenlenebilir.
Annelere, babalara tavsiyem: Çocuklarınızın müzik eğitimine de diğer derslere gösterdiğiniz ilgiyi esirgemeyin. Çok faydasını göreceksiniz.
Ali Koç